20 Ocak 2012 Cuma

lise yılları

Her şey iyi, güzel, çok da şahane gidiyor hayatımda - Tanrım, nazar değmesin de! :) -  ama ben okulumu - yani daha doğrusu lisemi - çok özledim.

Bu manzaraya karşı oturup az konuşmadım kendimle, yanımdakilerle.
Rüzgârın sesi, belki de, plato'daki taşın üzerine oturup, kendimle başbaşa kaldığım zamanlardaki kadar anlamlı gelmedi hiçbir zaman bana.

Ve biraz daha ağaçların arasına karışınca, rüzgâr yerini yaprakların hışırtısına bırakırdı. En sevdiğim melodiler yankılanırdı kulaklarımda. Gemilerin düdükleriyle irkilirdim çokça. Servisi kaçırmamak için geriye doğru koşardık kimi zaman da nefes nefese. Soğuktan üşürken, ceketlerimizi de paylaşırdık işte yine biz bu manzaraya karşı. Su savaşı da yapardık, elimizde koskoca pizza dilimleri birbirimizin peşinden de koştururduk. Gözyaşlarımız kahkahalarımızla beraber kuruyup kalırdı yüzlerimizde.

Ve bu yol... Son senemde okulda olduğum her gün, neredeyse istisnasız bir şekilde uzun tenefüsüm (ve bazen de sabah daha dersler başlamadan önceki yarım saat) bu yolu yürüyerek geçti. Neler neler konuştuk biz bu yoldayken? Ellerimizde kahvelerimiz, konuştuk da konuştuk. Nasıl o kadar çok anlatacak şey vardı bilemedim. İşte, bilemediğim için de zaten "o yol" çok farklı anlamlar kazandı bir süre sonra. Ve bu yolu arşınlarken adım adım, büyüdüm/ büyüdük. Çok şey de öğrendim haliyle.

Tersten gidiyorum gibi oldu. Bu manzara beni 2005 senesinde okula aşık eden manzaraydı ve tabii az biraz da görkemiyle ürküten... Arabayla alt kapıdan ilk kez girip de böyle büyük bir binayla karşılaşınca, minicik olan ben şaşakalmıştım. O, çok büyüktü. Ben ise çok küçüktüm. Gittikçe biz de büyüdük. Yukarı baktıkça boynum daha az ağrımaya başladı. Beş dakika içinde okulun bir ucundan bir ucuna koşarak derslere yetişmeyi öğrendim. Buradaki yolu nefesim kesilmeden çıkmayı başardım ve de beş sene sonunda. 

Çok zor zamanlarım geçti. Hep mutlu muydum? Hayır. Ama hayatımın en anlamlı ve en değerli anlarını ben bu okulda yaşadım. Mükemmel insanlarla tanıştım. Bu tanıştıklarımla çok şeyler paylaştım. Kısacık anlara hayatlarımızı sığdırdık. Hayallerimizi, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi... Okula adım atmam yetti bazen içimi ısıtmama. İşte, o yüzden zaten bu fotoğrafları böyle görünce çok duygulanıyorum. İşte, o yüzden ben okulumu ÇOK özlüyorum.

Eksik kaldı yine anlatımım ama fotoğraflar bana o kadar çok şey ifade ediyor ki, sözcükler de böyle yetersiz kalıveriyor...

1 yorum:

  1. Platonun orda her karda kayardik iste... 5 sene boyunca hem de... Baskaydi baska

    YanıtlaSil