3 Ekim 2011 Pazartesi

gün batımındaki yalnızlık...

Bugün İnciraltı sahilinde tek başıma oturdum.
Elime kalemi kağıdı aldım aklıma bir şeyler geldikçe yazdım durdum.
Dengem bozulmasın diye bir süredir dinlemeyi reddettiğim müzikleri de kapsayan arşivimi açtım, shuffle'a koydum ve kendimi serbest bıraktım.
Denizle konuştum sonra.
Martılarla konuştum.
Onlar da benim kadar yalnızdılar o anda: yıldızlar daima yalnızdır
Ve birkaç fotoğraf çektim.
Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm.
Oradan oraya savruldum.
Bir noktada kayalara oturdum.
Dizlerimi göğsüme çektim, müziği kapattım ve suyun kıyıya vuran ufak dokunuşlarını dinledim.
İpek yumuşaklığındaki suya dokunmuş gibi hissettim.
Balık avlamaya çıkacak küçük takaların motorlarıyla hayal kurdum.
Günün batışına uzun zaman sonra tek başıma şahit oldum.

En çok ne istedim biliyor musunuz?

O sandallardan birine binmek
bilinçsizce denizin ortasına bırakılmak
güneşin tenimi hafifçe yakışını hissederken
martıların seslerini dinlemek
denizin tuzunu dudaklarımda duyumsamak
pürüzsüz de olsa suyun oynaşmalarıyla hafif hafif kımıldamak
ve koskocaman gülümsemek.

bunlar da bana arkadaşlık eden martılar...
büyük binanın hemen yanında da benim yurdum var :)

gün battı batacak...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder