gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
21 Mart 2013 Perşembe
20 Mart 2013 Çarşamba
19 Mart 2013 Salı
Uyumadan önce Sonrası Kalır'dan bir sayfa açıverdim; aradan şu dizeleri yakaladım:
Sokağa dökülüyorsam dikkat! bu da doğrudur oldukça
Bir kanunu vardır belki; ya su içmişimdir ya da yıkamışımdır yüzümü
Ya su kovalarına bakmışımdır çok çok
Olmıyacak şey mi? niye bakmıyayım denizlere
En akıllı tarafımdır balıkla deniz tutmak.
Garip bir şiir ama sevdim.
Sokağa dökülüyorsam dikkat! bu da doğrudur oldukça
Bir kanunu vardır belki; ya su içmişimdir ya da yıkamışımdır yüzümü
Ya su kovalarına bakmışımdır çok çok
Olmıyacak şey mi? niye bakmıyayım denizlere
En akıllı tarafımdır balıkla deniz tutmak.
Garip bir şiir ama sevdim.
yemek
İstanbul'u sevme nedenim #189
--Önceki 188 nedenin ne olduğunu bilmiyorum ama illa ki bundan önce gelen yüzseksensekiz tane neden bulabilirim gibi geliyor bana--
yemek alternatifleri.
Normalde olsa minik diye, içerisi küçük diye, arka sokakta diye, karşısında bitmek bilmeyen yenileme inşaatları yapılıyor diye uğramayacağınız bir mekan bu şehirde keyifli bir hâl alıyor.
Geçen ay Galata'daki Privato Cafe keşfinden sonra bu ayki mekan Que Tal tapascıydı.
Böyle minik sandalyeleri olan, yola bakan, uzunca oturulabilen, değişik yemekleri, happy hour'da indirimli sangria'larının çok güzel olduğu bu yere de bayıldım.
Sadece değişik kafeleri için bile Beyoğlu'na, Galata'ya, Karaköy'e gidilebilir bu şehirde.
16 Mart 2013 Cumartesi
"Bir gün," demiştin bana, "günbatımını tam kırk dört kez izledim!"
Sonra da, "Biliyor musun," diye ekledin. "İnsan günbatımını çok üzgün olduğunda seviyor."
"O sırada çok üzgün muydun?" diye sorduydum. Hani şu kırk dört günbatımı izlediğinde?"
Ama küçük prens hiçbir şey söylemedi bu soruma karşılık.
Sonra da, "Biliyor musun," diye ekledin. "İnsan günbatımını çok üzgün olduğunda seviyor."
"O sırada çok üzgün muydun?" diye sorduydum. Hani şu kırk dört günbatımı izlediğinde?"
Ama küçük prens hiçbir şey söylemedi bu soruma karşılık.
15 Mart 2013 Cuma
mut(suz)
kim istemez mutlu olmayı
ama mutsuzluğa da var mısın?
gözlerinin icine bakıp, evet diyecek cocuk buldun mu bırakma bence. :)
ama mutsuzluğa da var mısın?
gözlerinin icine bakıp, evet diyecek cocuk buldun mu bırakma bence. :)
9 Mart 2013 Cumartesi
6 Mart 2013 Çarşamba
Mutlu yillar!
Hep rakamlarla icli disli oldum ben.
Ayin kaci oldugu, telefon faturasinin kac lira tuttugu, dersin baslangic saati, mezuniyet yillari, 22ye mi bastigim 21.5ta mi kaldigim ikilemi, yerdeki kaldirim taslarinin sayisi, her birine çok çeşitli anlamlar yüklediğim yıldızlar, 11.11 gibi ikileyen sayılar...
Ve dogum gunleri!.. Dogum gunundeki rakamlari topladim, carptim, boldum cok kereler. Ya ugurlu rengim cikti ortaya ya kisilik tahminim.
Kendiminki kadar baskalarininki de benim icin cok degerli oldu hep.
Bugun de oyle. Aylardir yapacagim surprizler var aklimda; bol kahkaha, sasiran bir surat ifadesi, icten bir sarilma ve minik bir tesekkur sadece bekledigim. Samimi bir begeni karsimda gormek istedigim.
-di. aslinda. Oykumuzun ana kahramani gitti. Oyun da boylece bitti.
Hayal ettiklerim baska bir zaman gerceklestirilebilme umuduyla yazi defterimin arasina kendilerini hapsettiler.
Neyse. Dogum gunun kutlu olsun!
Belki bir gun...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)